Advertisement

Kizim Pet Cat

Advertisement

Kizim Pet Cat

Birth
Istanbul, Istanbul, Türkiye
Death
4 May 2011 (aged 14)
Istanbul, Istanbul, Türkiye
Burial
Burial Details Unknown Add to Map
Memorial ID
View Source
1996 yilinin temmuz ayiydi. Eski karimla, annemi ziyarete gelmistik bir aksam ve gece gec saatte evimize dönerken, apartmanin kapisinin önünde onu görmüstük. Siyah, bol tüylü, avuc büyüklügünde bir yumak gibiydi. Cevrede ne bir kardesi vardi görünürde ne de annesi. Yanina gidip biraz oynastým, sevdim; sonra eve geldigimizde annemi aradim hemen:

"Senin apartmanýn kapisinin önünde minicik bir sey var ki, öyle böyle degil, görsen bayilirsin," dedim.
"Hayir, hic bahsetme bana," diye kestirip atti annem. "Biliyorsun, ben artik kedi falan istemiyorum."

Üstelemedim, cünkü bunlari söylemesinin nedenini biliyordum. Bir önceki kedimiz (o da tekir bir erkek kediydi ve dünya güzeli bir seydi) pencereden düsüp öleli dört yil olmustu henüz ve annem o günlerde o kadar üzülmüstü ki, "Bir daha bu aciyi yasamak istemiyorum, o nedenle kedi defteri kapanmiþtir benim icin," demisti.

Evinde kedisi olanlar bilir: Bu konuda büyük lokma yiyeceksin ama büyük laf etmeyeceksin. Eger icinde kedi sevgisi varsa, bir süre sonra o tüylü yumaklardan biri seni fethetmeyi basaracaktir nasil olsa. Nitekim, o geceden bir iki gün sonra telefonumuz çaldi. Actim, karsimda annemin sen sakrak sesi:

"Aksam vaktiniz olursa bir ugrayin bana. Size cay yaparim, bir de yeni misafirimle tanistiririm."

Hemen anladim durumu tabii. Kalktik gittik anneme, bir baktik, koltuklardan birinin üzerinde bizim o siyah yumak oturmus, keyifle saga sola bakiniyor.

"Ne oldu anne?" dedim, alayci bir gülümsemeyle. "Hani istemiyordun artik kedi falan?"

"Canim, alacagim yoktu aslinda. Ama baktim, aþagida apartmanin cocuklari oyuncak yapmislar bunu, bir tarafini örseleyecekler. Gittim aldim getirdim ben de. Sirf korumak icin. Biraz kendini toparlasin, ele gelsin, yine birakacagim bahceye."

"Tabii," dedim, "Eminim birakirsin."

Gelis o gelis. Bizim o siyah yumak, annemin en iyi arkadasi oldu o günden sonra. Kedilere isim koyma konusunda, ailece pek baþarili sayilmayiz. Bu nedenle, genelde erkek kedilerimizin adi "Oglum", disi kedilerimizin adi da "Kizim" olur. Bu gelenek degismedi ve Kizim, evin birinci derecede sahibi pozisyonunu üstlenerek hayatimiza yerlesti.
Her sey iyi güzel de, bir de "doga yasalari" isliyor bir yandan; zaman ilerleyip duruyor. Bir ay kadar önce, Kizim da yavas yavas durgunlasmaya basladi, istahi kesildi. Ilkin cok az yiyordu, sonra hicbir sey yemez oldu. Karsimizdaki veteriner klinigine gittim hemen, doktorla konustum. Belirtileri ve genel durumu anlattiktan sonra, "Bunu duymak hosunuza gitmeyecek, biliyorum," diye basladi söze ve on bes yasindaki bir kedi icin bütün bunlarin "beklenmesi gereken" seyler oldugunu, karaciger ve böbrekler basta olmak üzere ic sistemlerinin artik kacinilmaz bir "iflas" sürecine girdigini, eger cok istiyorsam bir kan tahlilinin ardindan belki birkac müdahalede bulunulabilecegini ama bunun da onu en fazla birkac ay daha yasatabilecegini anlatti. Dogaya nasil karsi geleceksin ki? Tek yapabilecegimiz, onun son günlerini huzurlu gecirmesini saglamak gibi görünüyordu; biz de onu yaptik elimizden geldigince.

Dün gece, Kizim bizden ayrildi. Tesellimiz, aci çekmemis olmasi, bizim yanimizda, huzur icinde son nefesini vermesi. On bes yil boyunca bir kez bile hastalanmamisti; hep saglikli ve keyifli bir kedi oldu; mutluydu.

Bio by Burak Eldem
1996 yilinin temmuz ayiydi. Eski karimla, annemi ziyarete gelmistik bir aksam ve gece gec saatte evimize dönerken, apartmanin kapisinin önünde onu görmüstük. Siyah, bol tüylü, avuc büyüklügünde bir yumak gibiydi. Cevrede ne bir kardesi vardi görünürde ne de annesi. Yanina gidip biraz oynastým, sevdim; sonra eve geldigimizde annemi aradim hemen:

"Senin apartmanýn kapisinin önünde minicik bir sey var ki, öyle böyle degil, görsen bayilirsin," dedim.
"Hayir, hic bahsetme bana," diye kestirip atti annem. "Biliyorsun, ben artik kedi falan istemiyorum."

Üstelemedim, cünkü bunlari söylemesinin nedenini biliyordum. Bir önceki kedimiz (o da tekir bir erkek kediydi ve dünya güzeli bir seydi) pencereden düsüp öleli dört yil olmustu henüz ve annem o günlerde o kadar üzülmüstü ki, "Bir daha bu aciyi yasamak istemiyorum, o nedenle kedi defteri kapanmiþtir benim icin," demisti.

Evinde kedisi olanlar bilir: Bu konuda büyük lokma yiyeceksin ama büyük laf etmeyeceksin. Eger icinde kedi sevgisi varsa, bir süre sonra o tüylü yumaklardan biri seni fethetmeyi basaracaktir nasil olsa. Nitekim, o geceden bir iki gün sonra telefonumuz çaldi. Actim, karsimda annemin sen sakrak sesi:

"Aksam vaktiniz olursa bir ugrayin bana. Size cay yaparim, bir de yeni misafirimle tanistiririm."

Hemen anladim durumu tabii. Kalktik gittik anneme, bir baktik, koltuklardan birinin üzerinde bizim o siyah yumak oturmus, keyifle saga sola bakiniyor.

"Ne oldu anne?" dedim, alayci bir gülümsemeyle. "Hani istemiyordun artik kedi falan?"

"Canim, alacagim yoktu aslinda. Ama baktim, aþagida apartmanin cocuklari oyuncak yapmislar bunu, bir tarafini örseleyecekler. Gittim aldim getirdim ben de. Sirf korumak icin. Biraz kendini toparlasin, ele gelsin, yine birakacagim bahceye."

"Tabii," dedim, "Eminim birakirsin."

Gelis o gelis. Bizim o siyah yumak, annemin en iyi arkadasi oldu o günden sonra. Kedilere isim koyma konusunda, ailece pek baþarili sayilmayiz. Bu nedenle, genelde erkek kedilerimizin adi "Oglum", disi kedilerimizin adi da "Kizim" olur. Bu gelenek degismedi ve Kizim, evin birinci derecede sahibi pozisyonunu üstlenerek hayatimiza yerlesti.
Her sey iyi güzel de, bir de "doga yasalari" isliyor bir yandan; zaman ilerleyip duruyor. Bir ay kadar önce, Kizim da yavas yavas durgunlasmaya basladi, istahi kesildi. Ilkin cok az yiyordu, sonra hicbir sey yemez oldu. Karsimizdaki veteriner klinigine gittim hemen, doktorla konustum. Belirtileri ve genel durumu anlattiktan sonra, "Bunu duymak hosunuza gitmeyecek, biliyorum," diye basladi söze ve on bes yasindaki bir kedi icin bütün bunlarin "beklenmesi gereken" seyler oldugunu, karaciger ve böbrekler basta olmak üzere ic sistemlerinin artik kacinilmaz bir "iflas" sürecine girdigini, eger cok istiyorsam bir kan tahlilinin ardindan belki birkac müdahalede bulunulabilecegini ama bunun da onu en fazla birkac ay daha yasatabilecegini anlatti. Dogaya nasil karsi geleceksin ki? Tek yapabilecegimiz, onun son günlerini huzurlu gecirmesini saglamak gibi görünüyordu; biz de onu yaptik elimizden geldigince.

Dün gece, Kizim bizden ayrildi. Tesellimiz, aci çekmemis olmasi, bizim yanimizda, huzur icinde son nefesini vermesi. On bes yil boyunca bir kez bile hastalanmamisti; hep saglikli ve keyifli bir kedi oldu; mutluydu.

Bio by Burak Eldem

Sponsored by Ancestry

Advertisement